Saadet Partisi Mudanya İlçe Başkan Yardımcısı Nizam Erdoğmuş haber merkezimize gönderdiği basın açıklamasında hükümetin açılım olayını eleştirdi, sosyal belediyecilik yapılmak istenirken imkanların zengin ve açgözlü insanların eline geçtiğini iddia etti.
Basın açıklamasına enteresan bir fıkrayla devam eden Erdoğmuş basın açıklamasını Erbakan'ın "bu iş çoluk coçuk işi değil" sözleriyle tamamladı. Erdoğmuş'un basın açıklamasını aynen yayımlıyor her zaman olduğu gibi takdiri kamuoyuna bırakıyoruz.
AÇILIM DA GELİNEN SON DURUM
Açılım yapalım derken acıklı olaylara sebep olmayalım. Aç adama "açılım"dan bahsetmeden önce açlığı giderilmeli. Aç insanları doyururken aç ile açgözlüyü ayırt etmeli.(Sosyal belediyecilikten dem vuranlar, gerçek ihtiyaç sahiplerini göz ardı ederek, Mudanya nın en zenginlerinden birine yardım götürürken bunun reklamınıda yapmayı ihmal etmiyorlar).
Otuz yılda harcanan üç yüz milyar doların birçoğu aç gözlülerin eline geçtiği maalesef bir gerçektir."Açılım" alnı açık insanların yapacağı iştir. Açgözlülerle ağzı açıkları doyurmak mümkün değildir.Açılım yaparken geçmişten söz edilmez."Açma kutuyu, söyletme kötüyü" demişler.Açık sözlerle açılım yapılır.
"Beni yanlış anladınız" dedirtecek kapalı, kinayeli, mecazlı, istiareli kelimelerden kaçınılmalı.Bu açılımın olursa olur olmazsa dönülür mantığı içinde "Fal açmak" olmadığı bilinmeli.İşin "Gönül açma" işi olduğu, Ferhad'ın dağı delip su akıtmasından daha zor olduğu bilinmeli ve gönül dağlarına el ve dil balyozuyla vururken kuyumcudan daha hassas davranmalı.Açılımda gelinen son durumu bir fıkra ile anlatmaya çalışalım.
30 yaşlarında güzelce bir kadın, kucağında bebeğiyle, Ankara Garı’ndan otobüse biner. Yanına irikıyım bir adam oturur... Otobüs Kızılcahamam’a vardığında, kadın emzirmek için memesini açar, çocuğun ağzına dayar, çocuk direnir, başını çevirir, kadın sertçe uyarır, “Alsana yavrum, bak yoksa amcaya veririm...” Adam çaktırmadan gözucuyla bakar, önüne döner... Bolu’ya geldiklerinde, kadın yine memesini çıkarır, çocuk yine direnir, kadın yine uyarır, “Al, yoksa amcaya veririm haaa...” Adapazarı, İzmit, aynı replikler tekrarlanır... İstanbul gişelere gelindiğinde, kadın yine “Al, yoksa amcaya veririm” deyince, adam patlar... “Hanım hanım, vereceksen ver artık, Bolu’da inecektim, senin yüzünden buralara geldim!”
Maalesef açılımın geldiği son nokta bu. Ya hiç açmayaçaktınız, yada madem açtınız verecesiniz. Ne dersiniz, bu konuyu da Kıbrıs ,Ermenistan ve diğer meseleler gibi mi halledecekler acaba?
Sahi ne demişti Er bakan hoca "bu iş coluk cocuk işi değil"derken öyle görünüyor ki çok haklı imiş.
SP İLÇE BŞK.YRD.
NİZAM ERDOĞMUŞ
Yorumlar
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için